genişlemek

genişlemek
nsz
1. 扩张, 变宽, 变松, 变宽敞: Duvar yıkılınca bahçe genişledi. 墙一拆, 花园变得宽敞了。
2. 转́ 变舒敞, 好转: Çocukları da işe girince durumları oldukça genişledi. 孩子们一参加工作, 他们的境遇大大好转了。
3. 转́ 增多, 增加; 扩大, 蔓延: Gecenin sessizliğini bozan bu gürültülü konuşmaların uğultusu yukarı katlara genişleyerek, sağırlaşarak çıkmaya başladı. 嘈杂的讲话声打破了夜晚的宁静, 开始向楼上传, 把人的耳朵都吵聋了。Ünü, ölümünden sonra daha da genişlemişti. 他的名气在他死后大噪。Yangın genişliyor. 大火正在蔓延。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • genişlemek — nsz 1) Geniş duruma gelmek, büyümek 2) Bollaşmak 3) Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz, yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı. P. Safa 4) mec. Yaygın duruma gelmek Ünü, ölümünden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli genişlemek — bolca paraya kavuşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TEMAÎ — Genişlemek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • tevessü etmek — genişlemek, yayılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kiñrünmek — genişlemek, bir zaman nimet içinde ya şamak. III, 400 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kiñümek — genişlemek, III, 396 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • BAST — Genişlemek, açmak, yaymak. * Bir şeye el uzatmak. * Sevindirmek. * Bir mecliste haya sebebiyle olan sıkılmanın gitmesiyle açılmak. * Özür kabul etmek. * Kaplamak. * Tas: Allahın cemâl tecellisiyle kalbin sükûn ve huzur içinde ferahlaması.… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • açılmak — nsz 1) Açma işi yapılmak veya açma işine konu olmak Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Anayasa 2) Renk koyuluğunu yitirmek Perdenin rengi açıldı. 3) Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak Ateşi düşünce hasta açıldı. 4) e… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bollanmak — nsz Bol duruma gelmek, genişlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büyümek — nsz 1) Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken. F. H. Dağlarca 2) Yetişmek İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dallanmak — nsz 1) Dal vermek 2) mec. Yayılmak, genişlemek 3) mec. Bir iş, bir sorun karışık, güç bir duruma girmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dallanıp budaklanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”